Bu tip kanamalarda beynin tabanındaki büyük atardamarlardan birinde yırtılma söz konusudur. Bu durumda akan kan beynin bütün çevresine ve beyin-omurilik sıvısının içine de yayılır.
Subaraknoid kanamaların çoğunun nedeni beyin içinde var olan bir anevrizmanın (yani damar baloncuğunun) yırtılmasıdır. Bu anevrizmaların duvarları incedir ve bu nedenle de yırtılmaya eğilimlidir.
Bu anevrizmalar bazı insanlarda vardır, bazılarında yoktur. Bunun nedeni bilinmemektedir. Bazı insanlarda anevrizmalar doğuştan itibaren vardır ancak bunlar hayat boyu yırtılmazlar. Ama anevrizma yırtılmasının sonuçları genellikle çok ciddidir.
Anevrizması kanayan hastaların yaklaşık yarısı kaybedilir. Anevrizmanın dışında bir neden de arteriovenöz malformasyonlardır (yani damar yumaklarıdır)
Subaraknoid kanama daha çok kimlerde olur?
Beyin anevrizması görülme sıklığı toplumda %5-10 arasında olmasına rağmen, bu tip kanamalara genellikle 10.000’de 1 rastlanır. Tüm inmelerin yaklaşık olarak %5-10’u subaraknoid kanamaya bağlı olarak ortaya çıkar. Daha çok 20-60 yaş grubunda görülür. Kadınlarda erkeklere kıyasla biraz daha fazla görülür.
Bütün subaraknoid kanamalar atardamarların yırtılmasından mı meydana gelir?
Hayır. Subaraknoid kanamaların küçük bir kısmında atardamar yırtığı bulunmaz. Bu tip kanamalar kendiliğinden olur ve genellikle beyinde perimezansefalik boşluklarda görülürler. Bu tip subaraknoid kanamanın iyileşme şansı çok yüksektir. Bu tip kanamanın toplardamar ya da ince kapiller damarlardan olduğu sanılmaktadır.
Subaraknoid kanamanın belirti ve bulguları nedir?
En sık rastlanan bulgu ani, şimşek çakar tarzda gelen baş ağrısıdır. Bu ani şok tarzında gelen ağrının akabinde genellikle bayılma ve epilepsi nöbeti oluşur. Bu başağrısı genellikle “şimdiye kadarki en kötü ağrı deneyimi” olarak adlandırılır. Ağrıdan önce kafa içinde bir patlama hissi alınmış olabilir. Bütün kafada olan ağrı genellikle arka taraflarda daha şiddetlidir. Bulantı ve kusma da başağrısına eşlik edebilir. Bunun yanı sıra bilinç bulanıklığı, dikkatte azalma ve giderek komaya kadar gidebilen bilinç bozuklukları görülebilir. Görme bozuklukları, çift görme, görmede kör noktaların olması veya tek gözde ani görme kaybı da ortaya çıkabilir. Boyun ağrılı ve serttir. Işık gözleri rahatsız edebilir. Boyun ve sırt ağrıları olabilir. Kişi havale geçirebilir. Bedenin bir bölgesi hareket ettirilemeyebilir veya o bölgedeki duyular yitirilebilir. Kişilik bozuklukları, kafa karışıklığı, sinirlilik,ortaya çıkabilir.
TEDAVİ:
Eğer hasta hastaneye ulaştırılabilmişse (genellikle bu kanamayı geçirenlerin yarısından fazlası kanamayı geçirdikleri yerde kaybedilirler) hastaların tedavisi yoğun bakımda başlar. Bu hastalıkta tedavideki amaç şudur: hasta beyindeki baloncuk yırtılması sonucu bir beyin kanaması geçirmiştir. Bu kanama kendiliğinden bir şekilde durmuş, ancak hasta ölmemiş ve bir şekilde hastaneye yetiştirilmiştir. Ancak ikinci kanama an meselesidir. İkinci bir kanama hastanın ölümüne neden olacağından, bu baloncuğun bir şekilde kapatılması gerekmektedir. Öncelikle beyin anjiosu çekilerek (Tomografi, MR ya da normal kasıktan yapılan anjio ile) baloncuğun beyindeki yeri tespit edilir. Daha sonra beyin cerrahları ve girişimsel nöroradyoloji doktorları tarafından konsülte edilerek, ‘endovasküler embolizasyon’ ya da ‘direkt beyin ameliyatı’ yöntemlerinden hangisi uygunsa karar verilerek tedavi yapılır. Endovasküler embolizasyon kasıktan damar içerisine çok ince bir kabloyla girip beyindeki baloncuğun içine kadar ulaşıldıktan sonra, baloncuğun içini tıkayıcı bir malzeme ile doldurmaktır. Böylece tekrar kanama olasılığı ortadan kalkar. Direkt beyin ameliyatı ise bu yöntem herhangi bir nedenle (baloncuğun şeklinin bu tedaviye uygun olmaması gibi) uygulanamadığında seçilen yoldur. Bu ameliyatla kafa açılır ve baloncuk mikroskop altında beyinde bulunduktan sonra, baloncuğun dibine klips adı verilen mandalcık konularak kapatılır ve tekrar kanama olasılığı ortadan kaldırılır. Bundan sonraki aşama, hastanın yoğun bakım tedavisi ile geçirdiği bu kanamanın beyinde yaptığı hasarın toparlanma sürecidir.